ÇİFTÇİ İLE DEĞİRMENCİ

Bir çiftçi tarlasından elde ettiği buğdayı un yapmak için değirmene gitmaya karar verir. Karısına yol için yiyecek hazırlamasını söyler. Çiftçinin karısıda bir tepsi güzel bir çörek yapar ve kocasına verir. Çiftçi buğdayını ve çöreğini alarak değirmene gelir. Değirmende çok sıra vardır.

Sırasını beklemeye başlar. Karnı açıktığndan bir parça çöreğinden yemeye başlar. Değirmenci çöreği görünce canı çeker. Ne yapsamda bu çöreği alsam diye plan kurar.

Çiftçinin yanına gelerek şöyle bir teklifte bulunur :

-Çiftçi kardeş ikimiz karşılıklı birer yalan uyduralım, benim yalanım senin yalanından daha iyi yalan olursa çöreklerin benim, senin yalanın daha iyi yalansa sıra beklemeden ununu yapacağım demiş. Çiftçi teklifi kabul etmiş.

Değirmenci başlamış anlatmaya : Bu sene tarlama karpuz ektim, karpuzlar öyle büyüdüler ki dalları yolları kapattı. Köyün üstünü kapladı. Köylüler şikayet edin ce dalları kesmeye karar verdim. Elimde büyük bir kılıçla dalları keserken bir karpuzun içine düştüm. Baktım karpuzun içinde bir adam . Adama sordum ne arıyorsun. Kervanı kaybettim onu arıyorum dedi, diyerek yalanını bitirir.

Çiftçi başlar yalanını anlatmaya : Benim bir kovan arım var, hergün bırakırım akşam sayarak kovana alırım demiş. Bir gün arılardan bir tane eksik saydım. Tekrar saydım topal arı yok. Her yeri aradım yok. Eve geldim cuvaldızı aldım en yüksek tepeye çıkıp yere cuvaldızı batırdım üstüne çıktım ve topal arıyı gördüm. Bir köylü öküzün biri ölmüş onun yerine benim topal arıyı çifte koşmuş. Köylüye arının benim olduğunu söyleyip aldım. Ama arının boynu boyunduruktan şişmiş. Komşular ceviz yaprağı sar deyp ceviz yaprağı sardım. Ertesi gün arının boynundan kocaman bir ceviz ağacı çokmaz mı?

Değirmenci dayanamayıp tamam hemşerim sen kazandın diyerek köylünün buğdayını öğütür.

Köylü işini çabuk yapmanın mutluluğu ile evine döner.